• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
Hava Durumu
Takvim
Mirliva Yiğit
yigit1016@outlook.com
Mistisizm Felsefesi
25/11/2019


 
Mistisizm diyin, tasavvuf diyin, Hinduizm, Budizm diyin. Ne derseniz diyin anlamları birdir: Miskinlik vermek. Hepsinin özünde "kamil insan olmak" amacı vardır. Çoğu durumdan ve aslında dünyasal işlerden elinizi eteğinizi çekmek ile bu duruma ulaşılacağını düşünürler. Hristiyanlık'tan İslamiyet'e, Musevilik'ten Hinduizm'e her dinde vardır mistisizm/tasavvuf. Peki, ne kadar doğrudur?
 
Asla Hacı Bektaşlar'ı, Yunus Emreler'i, Mevlanalar'ı veya Aziz Charalamboslar'ı yargılamıyorum. Zaten haddime dahi olamaz. Lakin Tanrı'nın bana verdiği akıl ve sorgulama yeteneği ile soruyorum: Ne kadar doğrudur tasavvuf?
 
 
Her insan kendine göre cevaplar verebilir bu soruya çünkü objektif bir durum yok ortada. Bundan ben de kendi doğrularım ile cevaplayacağım. Mistisizm genellikle Doğu Felsefesi ile ortaya çıkan bir düşünce biçimidir. Ondandır ki bu düşünce biçimi çok eski tarihlere dayanır. Bedenin önemsiz olduğunu, ruha önem vermek gerektiğini, öldükten sonra tekrar farklı bedenlerle geleceğimizi ve daha başka şeyleri söylerler.
 
Mistisizm bir felsefe olmaktan çıkmış ve her dine sirayet etmeye başlamıştır ve etmiştir de. Öyle ki Semavi olarak nitelendirdiğimiz dinlerde dahi vardır ve güçlü bir şekilde görülür. Yahudi Kabalizmi'nden tüm İslam alemine ve Hristiyanlık'a.
 
Peki, ne zarar var bunda, ne anlatmaya çalışıyorsun derseniz cevabım şöyle olacaktır: Doğu'nun haline bakın! Rusya, Türkiye, Asya, Ortadoğu... Bu gibi ülkeler ve bölgeler gelişen dünyaya ayak uyduramamışlar ve bu yüzden geride kalmışlardır. Ve evet, bu durumun en büyük sebeplerinden birisi Mistisizm/tasavvuftur.
 
Dünyaya tamah etmemek, maddiyattan nefret etmek, küçük bir odada hayatını geçirmek veya göçebe yaşamak... Tüm bunlar, insanları hayata karşı zayıf kılmış, onların ve ülkelerin gelecekleriyle oynamışlardır. İnsanlar, dünyaya savaş açmamalı, maddiyattan nefret etmemeli. Aksine, insanlar dünyayı daha iyi bir hale getirmek için çabalamalı ve açgözlü olmamalıdır. Bundandır ki Liberalizm ile tasavvufun/mistisizmin ortasını bulmalıyız.
 
 
Bir lokma ve bir hırka değil, içinden ne kadar geliyorsa o kadar lokma ve hırka. Ama yeri geldiğinde lokmanı ve hırkanı paylaşmayı bilmelisin, hiçbir karşılık beklemeden.


1347 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Balıklar Sınır Dinlemez Gülüm - 22/09/2019
Balıklar Sınır Dinlemez Gülüm - Mirliva YİĞİT
Hanginiz Eftim? - 11/10/2018
Hanginiz Eftim? - Mirliva Yiğit
Vatansız Sol Mu? O Da Ne? - 17/09/2018
Mirliva Yiğit - Vatansız Sol Mu? O Da Ne?